Avrupa’da Orta Çağ’ın İzlerini Brugge Turu ile
Keşfedin!

Yurt dışı tatilini Avrupa’nın masalsı şehri Brugge’da gerçekleştirmek isteyenleri birbirinden
cazip fırsatlar bekliyor. 12. yüzyıldan kalma malikaneleri, labirent misali kanalları, Gotik
yapıları ve huzurlu atmosferiyle Brugge ziyaretçilerine unutulmaz bir gezi deneyim sunmaya
devam ediyor. Peki Orta Çağ’ın ruhunu en iyi yansıtan Brugge’u tam anlamıyla
keşfedebilmek için nasıl bir yol izlenmeli? Bu sorunun cevabını sebepleriyle açıkladığımız
yazımızı birazdan sizlerle paylaşacağız. Ytur katkıları ile hazırladığımız ve Brugge tatili
hakkında bilinmesi gereken tüm detaylar karşınızda!

Bunları Okumadan Brugge Tatiline Çıkmayın!

Avrupa’nın belki de en huzurlu şehirlerinden biri olan Brugge, yurt dışı tatillerinin odak
noktasında bulunmasını sonuna kadar hak eden yerlerden. Peki Brugge turu için tam olarak
ne kadar vakit ayrılması gerekir? Bu sorunun cevabını keskin bir şekilde yanıtlamak pek
mümkün değil. Çünkü şehrin dört bir yanında keşfedilmeyi bekleyen birbirinden farklı
destinasyonlar bulunmakta. Şehrin gezilecek yerleri hesaba katıldığında Brugge’u tam olarak
keşfedebilmek için en az 2-3 günlük bir zaman ayrılması gerekir. Ancak gece hayatına
karışmak, bol bol alışveriş yapmak ve çeşitli aktivitelere katılmak isterseniz bu süreyi biraz
daha uzatmanız gerekebilir. “Ben sadece turistik yerlerini göreyim yeter” diyorsanız da dolu
dolu 1 gün size yeterli gelebilir.

Brugge tatili planlaması için illa da “Şu mevsime denk getireyim” gibi bir durumla karşı
karşıya gelmenize gerek yok. Zira şehir aslında her mevsim farklı çekicilikleri bünyesinde
barındırırken ziyaretçilerine bunları cömertçe sunmayı ihmal etmiyor. Ancak bilmeniz
gereken en önemli konu, Brugge’da özellikle kış aylarında havanın biraz sert geçebiliyor
olması. Kış aylarında daha sakin olan şehir, bahar ve yaz dönemlerinde turistlerin akın
etmesiyle en kalabalık sürecini yaşıyor.

Kanal Turuna Katılmadan Brugge’dan Dönmeyin!

Brugge denildiğinde ilk akla gelenlerden biri şüphesiz kanalları. Hatta bu özelliğiyle birlikte
Brugge’a “Kuzeyin Venedik’i” de denilmekte. Bu nedenle tatiliniz sırasında mutlaka
yapmanız gereken aktivitelerden birinin mutlaka kanal turuna katılmak olduğunu aklınızdan
çıkarmayın. Tabii buradaki kanal turları, diğer şehirlerdekinden biraz farklı. Hem kanal
ulaşımını kolaylaştıran, hem de turistik açıdan şehri tanıtma özelliği gösteren turlar üzeri açık
botlarla birlikte yapılıyor. Böylelikle turlara katılanlar, şehrin öne çıkan yapılarını kanal
üzerinde gezerek keşfedebiliyor. Brugge tatili sırasında mutlaka deneyimlemeniz gereken
aktivitelerden olan kanal gezileri, masalsı bir tatilin kapılarının size sonuna kadar açıldığının
adeta müjdesini veriyor. Unutmadan! Brugge’deki kanal turları, her gün 10.00 ile 18.00
saatleri arasında hizmet vermekte.

Brugge’da Belçika Mutfağını Keşfedin!

Brugge’a geldiğinizde Belçika mutfağını öne çıkaran aperatifleri mutlaka deneyimlemeye
özen gösterin. Her ne kadar Belçika mutfağı denilince akla jenerik bir yemek gelmese de
aslında durum biraz farklı. Brugge’un meşhur yemekleri genellikle atıştırmalıklar üzerinden
yoğunlaşıyor. Örneğin biradan yapılmış sosla birlikte pişen et yemeği Stoofvlees, Brugge’da
tadına bakmanız gereken lezzetler arasında bulunuyor. Tabii ki Brugge’a kadar gelip de
waffle yemeden dönmek olmaz. Bu yüzden şehir merkezinde gezerken sıklıkla
karşılaşabileceğiniz waffle dükkanlarından kendinizi ödüllendirebilirsiniz. Meşhur Belçika
çikolatası, yerel biralar ve deniz mahsulü ürünler de Brugge turları kapsamında
deneyimlenmesi gereken lezzetler arasında bulunmakta.

Buraları Görmeden Brugge’u Gezdik Demeyin!

Belçika’nın ünlü şehri Brugge, gezilecek yerler bakımından ziyaretçilerine birbirinden cazip
seçenekler sunmayı ihmal etmiyor. Brugge gezi turları ile yeni deneyimlere yelken açarken
gezilerinize mutlaka Markt Meydanı’ndan başlamalısınız. Şehrin dinamiğini keşfedebilmenize
olanak tanıyan meydan, aynı zamanda haftada bir gün pazaryeri olarak hizmet veriyor. Eğer
tatiliniz çarşamba gününe denk geliyorsa buradaki pazaryerine uğramayı ihmal etmeyin!
Markt Meydanı’na geldiğinizde ilk dikkatinizi çekecek olan şey 12. yüzyılda inşa edilmiş olan
Brugge Çan Kulesi. Bu kule aynı zamanda Brugge’un simgesi konumunda olan bir yapı.
Markt Meydanı’ndan sonra Brugge gezilerinize devam edebileceğiniz diğer destinasyonlar
ise şöyle;
Burg Meydanı: Bir meydandan diğerine geçerken şehrin geçmişine ışık tutan yapıları da
görebilme fırsatına sahip olabilirsiniz. Burg Meydanı’na giderken buranın 9. yüzyılda kontlar
tarafından şehrin yönetim merkezi olarak seçilen yer olduğunu bilmenizde fayda var. Hatta

Memleketimde.Net Gurbetçi Portali

günümüzde belediye binasının burada bulunması da bu görüşü destekler nitelikte. Buraya
geldiğinizde 1376 yılında inşa edilmiş olan Stadhuis isimli belediye binasını görebilmeniz
mümkün.
Groenerei Kanalı: Brugge’un en turistik yerlerinden biri olan Groenerei Kanalı¸ özellikle
romantiklerin dikkatini çekiyor. Taş köprüleri, yeşilin her tonuna sahip ağaçları ve tarihi
yapılarıyla ziyaretçilerini büyüleyebilen Groenerei Kanalı, şehrin masalsı yüzünü ortaya
çıkaran ünlü yerlerden biri.
Rozenhoedkaai: Brugge turları esnasında fotoğraf çekmelik yer arıyorsanız ilk adresiniz
Rozenhoedkaai olmalı. Rosary Rıhtımı adıyla da bilinen Rozenhoedkaai, geçmişte tuz
ticaretinin yapıldığı tarihi bir yer. Şehrin tarihi mimarisini keşfedebileceğiniz
Rozenhoedkaai’nin çevresinde gezileriniz sırasında bol bol mola verebileceğini kafe ve
restoran da bulunuyor.