Belçika ve AB’nin Başkenti Brüksel’de “Batı Azerbaycan’a Dönüş Konsepti” Konferansı Düzenlendi…
Belçika ve AB’nin Başkenti Brüksel’de “Batı Azerbaycan’a Dönüş Konsepti” Konferansı Düzenlendi…
Avrupa ve Belçika’nın Başkenti Brüksel’de düzenlenen “Batı Azerbaycan’a Dönüş Konsepti’nin Uluslararası Hukuki Yönleri ve Hükümleri” adlı “Pratik Konferans” büyük bir ilgi vardı. Azerbaycan’dan gelen heyetin yanı sıra, Belçika ve Hollanda Azerbaycan dernek temsilcileri ve Avrupa’nın ve Belçika’nın çeşitli şehirlerinden gelen misafirler katıldılar…
Belçika, Hollanda’dan gelen STK Başkanları ve davetlilerin ilgiyle izlendiği konferans, Türk Dili Teşkilatları Birliği AXTEM, Azerbaycan Belçika Dostluk Derneği, Gent Türk Ocağı ve kısa adı BTMB olan “Belçika Türkçe Medya Birliği”nin ortak organizasyonuyla Brüksel’de bulunan “Turkse Unie Salonu”nda gerçekleştirildi.
Azerbaycan Belçika Dostluk Derneği Başkanı Ayhan Demirci, Gent Türk Ocağı Onursal Başkanı Recep Tuncer Sarı, BTMB Başkanı Hüseyin Dönmez’in davetlilerini karşıladığı programa, Azerbaycan Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçiliği Konsolosu Tamerlan Babayev Azerbaycan’dan gelen heyet Başkanı Türk Dili Teşkilatları Birliği AXEM Başkanı İlham İsmailov, Toplumsal Kalkınma STK Başkanı Ahmet Abbasbeyli, LAF TV LLc’nin Yöneticisi Leman İsmailova, Demokrat az. LLC kurucusu ve yöneticisi Demokrat az. Sitesi Genel Yayın Yönetmeni Vasif Hasanov, Kalkınmaya ve Reformlara destek PU Başkanı Ramil Aliyev, Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği Başkanı İlhan Aşkın, Benelüx Azerbaycanlılar Kongresi Başkanı Elsevar Mammadov, Fireland Azerbaycanlılar Birliği Başkanı İlahe Tagiyeva, refakatinde Arzu Süleymanova, Perihan Poyraz, UID Belçika Başkanı Yusuf Taşpınar ve çalışma arkadaşları, Beringen Music Clup Başkanı Sanatçı İsmail Erdoğdu, Gündem be. Köşe Yazarları Zeki Yalçın, Birgül Kapaklıkaya, Şair ve Ressam Nergiz Şahin, Siyasetçi Fatma Mola, Belçika Turan Derneği Temsilcisi Yunus Değer ve kalabalık davetli topluluğu katıldı.
Moderatörlüğünü Hüseyin Dönmez’in yaptığı program Türkiye ve Azerbaycan Milli Marşlarının çalınması ve Şehitlere saygı duruşuyla paroğram başladı.
“İrevan Gizlenmiş hakikatler” adlı sinevizyon gösterimini aşağıda TIKLAYIN SİZ DE İZLEYİN,
Nilüfer İsmayilova adlı genç kız, Nilüfer ingilizce videolu mesajında kısaca Avrupalılara şöyle seslendi “Batı ve avrupa Erivan’ı Ermeni şehri olarak biliyor ve Azerilerin olmadığı şehir olarak bahsediyorlar ve Ermenileri savunuyorlar. Erivan Azerilerin yaşadığı bir şehirdi. Avrupalılar araştırma yapsın ve Erivan’ı araştırsın. Azerileri oradan kovdular ve eski tarihlerini yakıp yıktılar ve yok ettiler. Batı araştırsın bizim ata yurdumuza tekrar dönmemizi sağlasınlar” diyerek ata yurduna dönmek isteyenlerin sesi oldu…
BU VİDEOYU İZLEMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK-İ TIKLAYIN
https://www.facebook.com/eleshrefqizi/videos/852835596912578
Avrupa ve Belçika’da yıllardır Azerbaycan bayrağını dalgalandıran bugünlere getiren, Azerbaycan Belçika Dostluk Derneği Başkanı Ayhan Demirci açılış konuşması yaptı.
Ayhan Demirci “Azerbaycan Cumhuriyetimizin değerli Konsolosu ve Azerbaycan’dan gelen AXTEM Başkanı Sayın İlham İsmailov başkanlığındaki heyet mensupları, Sivil Toplum Temsilci Başkanları, Sanatçılar ve tüm değerli davetlilerimiz. Öncelikle bu anlamlı buluşmamıza teşriflerinizden çok mutlu oldum. Bildiğiniz gibi aslen bir Türk yurdu yani Azerbaycan toprağı olan “İrevan” tarihiyle kültürel yapılarıyla 19. Yıla kadar tüm ihtişamıyla ayaktaydı. 1800’lü yıllarda tam bir Türk Yurdu olan İrevan’ın daha sonra işgaller sonrası, asimile politikalarıyla, tarihi dokusu değiştirilerek, Ermenistan toprağına dönüştürüldü. Bugün burada davetli konuşmacılarımızla bu konuyu gündem ederek, tarihi gerçeklerin aydınlatılmasına ışık tutmak için bu programı düzenledik. Azerbaycanlıların Batı topraklarına geri dönmeleri için bu gibi çalışmaları yapmaya devam edeceğiz ve gündemde tutacağız. Yine bizimle hareket edenlerle bu çalışmalarımıza devam edeceğiz. Belçika Medya Birliği başkanımıza, Gent Türk Ocağı onursal başkanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Konferansta Türk Dili Teşkilatları Birliği AXEM Başkanı İlham İsmailov yaptığı konuşmayla avrupa’da Azerbaycan davasına destek verenlere teşekkür ederek konuşmasına başladı…
“Öncelikle Devletimizin Brüksel Büyükelçilik Konsolosu Sayın Tamerlan Babayev’e, Değerli dost başkanlarım Ayhan Demirci, Recep Tuncer Hüseyin Dönmez başkan olmak üzere uzaktan yakından gelen tüm siz davetlilerimize, şahsım ve heyetimiz adına iştirakinizden dolayı teşekkür ediyorum. Bugün Avrupa’nın başkenti Brüksel’de sizlerle farklı bir konu üzerinde konuşmak için bir aradayız. Ben bir kaç defa Karabağ, Hocalı ile ilgili konularda yine sizlerle bir araya gelmiş, yine burada sizlerle birlikte durum değerlendirmeleri yapmıştık. Karabağ zaferiyle bu konu halledildi. Kadim Türk yurdu “İrevan ile ilgili olarak bu gün gizletilmiş olan tarihi hakikatleri günümüz insanlarımıza ve yeni nesillerimize aktarma adın bu tür programları yapmaktayız. İrevan tarihi eserleri sosyolojik yapısıyla Türk Yurdu iken, geçmişte savaşlar ve işgaller sonrası burada asimilasyon program ve politikalarıyla 19. Yüzyılın başlarında bu toprakların demografik yapısı değiştirilerek, Ermenistan toprakları olarak lanse edildi. İrevan’daki Azerbaycan Türkleri savaşlar, baskılar nedeniyle bilinçli bir şekilde her geçen 10-20 yıl aralıklarıyla nüfus gittikçe azaltıldı ve tarihi kale, camii ve diğer eserler bir bir yıkılıp yok edilerek, Türk izleri silinmeye çalışıldı. Ancak hakikatin her zaman tezahür edebildiği bir geçek de var. Siz ne kadar var olan eserleri yok etmeye, Türk yurdunu Ermeni yurdu gibi göstermeye çalışsalar da tarihin objektifleri buna müsaade etmiyor. Sinevizyonda da anlatıldığı gibi batılı ve Türk araştırmacılar yaptıkları araştırmalarda her zaman İrevan’ın bir Türk yurdu olduğu gerçeğini bilimsel ve tarihi verilerle ortaya koymuşlardır. Karabağın geri alındığı gibi tarihi gerçekler ve Uluslararası hukuk hükümleri gereği, İrevan’da Azerbaycan’a iade edilmelidir” dedi.
Toplumsal Kalkınma STK Başkanı Ahmet Abbasbeyli görüşlerini açıklamak üzere kürsüye davet edildi. Sayın Abbasbeyli İnsan Hakları Beyannamesindeki 12. ve 13. maddelere dikkat çekti. Konuşmasına şöyle devam etti;
“Bugün duvarlarda 2 büyük bayrağın olduğu salonda toplandık. Biz sesimizi duyurmak için mücadeleye başladık. 30 yıldır, dünyada en sıcak bölge Karabağ’dı. 44 günlük savaşla Azerbaycan ordusu bu sıcak bölgede sorunu çözdü. Şimdi herkesin özgürce topraklarına dönmesi için çalışmalar yapılıyor. Fantastik şekilde insan hakları örgütlerinin çalışmalarıyla bunu gerçekleştirmek için çalışmalar yapılıyor. İnsan Hakları Anayasının 13. maddesinde “Herkes, kendi ülkesi dahil herhangi bir ülkeden ayrılma ya da kendi ülkesine yeniden dönme hakkına sahiptir.” her devletin bu maddeye uygun olarak bunu uygulaması gerekir. Diğer bir sorun da, İnsan Hakları Anayasının 12. maddesinde “Hiç kimse, özel yaşamı, ailesi, konutu ya da yazışması konularında keyfi müdahaleye, onuruna ve adına karşı saldırıya uğrayamaz. Herkesin, bu müdahale ve saldırılara karşı yasa ile korunmaya hakkı vardır.” bu konuda Ermenistan’ın uygulaması gereken bir madde. Doğduğu topraklara yerleşmek yaşaması için o devletin o kişileri yasal olarak koruması lazım. İnsan Hakları Şura’sında en önemli konu, insanların yaşadığı topraklara dönerek tekrar orada yaşamaları hakkı olarak yer aldı. Ermenilerde Azerbaycan topraklarına dönebilirler. Azerbaycan vatandaşlığını kabul ederlerse kendi topraklarına dönebilirler.”diyerek insanların yaşadıkları topraklara dönmeleri gerektiği şeklinde görüşlerini açıkladı…
Azerbaycan heyetinden LAF TV LLc’nin Yöneticisi Leman İsmailova kürsüye geldi. Kendisinin ilk defa bu şekilde bir toplantıya katıldığını ve gazeteci olduğunu açıklayarak konuşmasına başladı. Eşinin doğduğu memleketine özlemi dile getirdi, Erivan’da doğduğunu, orada yaşarken şartlardan dolayı doğduğu şehirden sürüldüklerini ve hayalinin atalarının ve kendisinin doğduğu şehire tekrar dönebilmek olduğunu, bu sorularla yaşamına devam ettiğini anlattı. Sayın İsmailova konuşmasına şöyle devam etti ;
“Kamran İnan’ın kitabını okudum. 15. asırdan itibaren Ermeniler Suriye, İran ve Azerbaycan topraklarına sinsice nasıl yerleştiklerini. 16. asırda Azerbaycan topraklarına yerleşme süreçlerini bu kitaplar ve değerli profesörlerden öğrendim. Biz Azerbaycanlıların bir genetik özelliği var, “ata ocağına bağlılık” gibi. Evlatları atalarının doğduğu toprakları görmek istiyorlar. Biraz önce video’dan izlediğiniz ingilizce seslenen kız benim kızımdı. Yan masamızdaki Habip bey “Neden bu salonda ingilizce konuşulan video hazırlamışlar” diye yanındaki beyefendiye seslenirken duydum. Ben buraya yabancı burada yaşayanlarda katılırlar diye beklentim vardı, onlara yönelik onların anlayacağı dil olsun istedim, onlar doğru anlarlar diye kızımdan ingilizce olarak ben istedim. Azerbaycan’da da yapsak bu konferansı yine aynı bu kadar bir topluluk olurdu. Ama siz yabancı bir ülkede yaşıyorsunuz bu konuya ilgi göstererek burada çok iyi katılımla toplanıyorsunuz. Bu takdir edilir. Burada sizleri kutlarım. Ama yabancılarda olsaydı çok daha güzel olurdu. 1918 yılı Türk ve Azerbaycanlılar için göz yaşıdır. Azerbaycanlılar bunalmıştı, her yolu denemişlerdi ama Ermeniler Fransa’da diaspora ile orada yerleşmişler ve lobilicilikle onlar eziyet çekmedier biz hala çekiyoruz. Ben isterdim ki burada yaşayan sizler yanınızda bir yabancıyı buraya getirmenizdi. Benim de düşüncem aynı sizin gibi “Türkün Türkten Başka Dostu Yok”. Biliyorum sizin art niyetli söylemediğinizi.”diyerek, sayın İsmailova biraz da gazeteci gözüyle avrupadan beklentisini de açıkça ortaya koydu. Kendi düşüncesiyle, avrupada Ermeniler gibi bir lobi çalışması beklediğini görüşleriyle açıkladı…
Demokrat az. LLC kurucusu ve yöneticisi Demokrat az. Sitesi Genel Yayın Yönetmeni Vasif Hasanov konuşması için kürsüye geldi. Avrupa’da buluşmalarının önemini vurguladı. Çok önemli konuları dile getirmek için, Avrupa’da yaşayan Türklerin burada toplanmalarına teşekkür etti. konuşmasını şöyle sürdürdü ;
“Karabağ meselesi gibi, Ermeni meselesi Azerbaycan halkının kalbinde derin yaralardan birisidir. Karabağ’da işgal 20.yüzyılın başlarında başladı, 1918 yılında Erivan’ın Ermenilere verilmesiyle Ermenileri daha da iştahlandırdı. Zengesu, Dereli Ermenilere bağışlandı. Bu topraklar Azerbaycan’ın en önemli topraklarıydı. Bu Ermenilerin yavaş yavaş Azerbaycan topraklarını işgale başlamasına neden oldu. Azerileri doğdukları topraklardan kovdular, çıkardılar bir taraftan da Karabağ’ın işgaline başladılar. 1. Karabağ savaşı ile Ermeni işgali başladı, katliamlar, yurtlarından zorla çıkarma ile orada 2’inci Ermeni devleti kurma hayallerini 2’inci Karabağ savaşı ile 44 günde Azeriler suya düşürdüler. Daha sonra Karabağ’da esaretimiz son buldu askerimiz ata topraklarını yeniden devraldılar. Karabağ kurtuldu. Şimdi batı Azerbaycan’a doğdukları ve atalarının topraklarına dönmek için çalışmalar başlatıldı. Burada mesele toprak kazanmak değil insanların doğdukları yerlere yeniden dönmelerinin sağlamasını devletlerin yasal olarak sağlamaları gerekir.” diyerek konuşmasını tamamladı…
Konferansa katılan konuşmacılar arasında Nazım Mustafabey söz aldı. Belgesel’de son 200 yılda Azerilerin zorunlu göçe tabi tutulduklarını anlattı. ve şöyle devam etti;
“Azerbaycan 200 yıla yakın hep toprak kaybetti göçe zorlandı. Ama şimdi Azerbaycan devletinin en güçlü zamanı ve yeniden kaybettiği toprakları almaya başladı. Stratejik olarak Türkiye’de en güçlü dönemini yaşıyor. İki devletin de en güçlü dönemi. 30 yıla aşkın işgali Birleşmiş Milletler çözemedi ama bilek gücüyle Azerbaycanlılar kendisi savaşla çözdüler. Türk dünyası ile Türkiye’nin yollarını Zengezur koridoru ile kapatmışlardı. Türkiye ile bu bağı inşallah yeniden açacağız. Bu bölgede artık bizim sözümüz geçiyor. Şimdi Gürcistan, Ermenistan’da Rusları oralardan çıkarıp oraya Amerika gelmek istiyor. Amerika gelirse, Balkanlardan, Suriye, Irak ve Kafkasya ile orada bugün ki Ermenistan’ı yeni bir İsrail yaratmak istiyorlar. Bu arada bu resmi değil. Bu benim düşüncem. Ben böyle düşünüyorum. Bu nedenle biz bir olmalıyız.” diyerek konuşmasını tamamladı…
Moderatör Hüseyin Dönmez Avrupada kanaat önderlerini salondaki heyete tanıştırdı. Hollanda’dan İlhan Aşkın’ı tanıtırken kendisine söz verdi…
Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği Başkanı İlhan Aşkın sözlerine Azerbaycan’dan gelen heyete teşekkür etti. Her zaman böyle etkinlikler düzenlediklerini dile getirdi. Konuşmasını şöyle sürdürdü;
“2018 yılında Hollanda’da mahkemede söylediğim sözler üzerine “Ermenilerden Özür dile” dedi. Ben “Gün gelecek Karabağ Ermenilere mezar olacak”dedim. Bana “Ermenileri rencide edemezsin özür dilemen lazım” dedi. Bu bizim hayalimizdi. Hiçbir insan birisinin ölmesini istemez. Ama onun bayrağına, toprağına ve namusuna tecavüz ederse o zaman onu yok eder. Hakim’e dedim ki “Bir gün bu Karabağ’da yitirilen topraklar bir gün özgürlüğüne kavuşacak, hatta Erivan’da bizim olacak” dedim. Bu sözler üzerine hakimin gözleri parladı “Bak hele bu neler söylüyor” diyerek cezamı bu sözler üzerine ağırlaştırdı. 1989, 1990 yıllarında biz avrupada bu dernekleri kurarken bizim hedefimiz buydu “Bir gün Azerbaycan Özgür olacak” bu düşünce ile yola çıktık ve hala o yoldayız. Karabağ’da bu sorun bitti. Bizim sevdamız bundan sonra Karabağ Azerbaycan’lığıdır. Bir zamanlar Karabağlıydık şimdi top yekün Karabağ Azerbaycanlıyız.” Diyerek teşekkür ederek sözlerini tamamladı…
Moderatör Hüseyin Dönmez Avrupada kanaat önderlerine söz vermeye başladı Gent Türk Ocağı Kurucu Üyesi ve Eski Başkanlarından Tuncer Sarı’ya söz verdi…
Sayın Tuncer Sarı, salonda Belçika’nın nabzı olan çok değerli insanların olduğunun altını çizdi. Konuşmasını şöyle sürdürdü ;
“Uzun yıllardır ben her zaman konuşmalarımda söylerim, Türk Dünyasının Hollanda’da Uç Beyi İlhan Aşkın’ken, Belçika’da Uç Beyi de Ayhan Demirci’dir. Biz Belçika Türkleri olarak Azerbaycan’ın Milli meselelerinde Ayhan Demirci’yi takip ederiz. Onun önderliğinde uzun yıllardır burada Hüseyin Dönmez bey, Gazete Türk olarak Nejdet Özkan arkadaşımızda Türklerin Milli meselelerinde her zaman bu sivil toplum örgütlerine bugün Hüseyin beyin yaptığı gibi destek verdiler. Uzun yıllar Ayhan Demirci’nin önderliğinde bazen yağmur altında, bazen kar altında, bazen o sıcak günlerde Karabağ ve Hocalı meselesinde, bazen AB Parlamentosu önünde bazen içerisinde, bazen Ermenistan elçiliği önünde, Paris Ermeni elçiliği önünde farklı paltformda Azerbaycan Dostluk Cemiyeti önderliğinde Belçika’daki sivil toplum örgütleri ve bunların temsilcileri olarak Türk Dünyasının milli meselelerine bizler de sahip çıkmaya çalıştık. Yalnız burada bir serzenişte de bulunmak istiyorum. Azerbaycan Büyükelçiliğimizin Konsolosu da burada. Karabağ özgür olduktan sonra Belçika’da Azerbaycan Milli meselesi bitti. İkili ilişkiler kesildi. Bir diaspora yapılanması yok. Burada Hollanda’dan gelen İlhan Aşkın’da aynı, bu insanlar incitildi. Bir zaferin sonunda bu insanlar onure edilmesi gerekirken bu insanları çizdiler, geri plana ittiler, yok saydılar, bu bizi de üzdü. Bu bir dostun bir kardeşin serzenişi. Azerbaycan diasporası burayı yok saydı, burayı bitirdi. Azerbaycan Büyükelçiliğinden kişilerle bir araya geliyorduk. Son olarak bir kişi ile yazışırken, şimdi o kişi Rus diliyle yazışmaya başladı. Sanki burayı lav etmek için gönderilmiş ve görevini yaptı ve döndü. Temennimiz şudur, mesajımız şudur. Buradaki kişiler, STK’lar, basın mensubları Azerbaycan’a sevdalılardır, Türk Dünyasına sevdalıdır. Azerbaycan elçiliği, Azerbaycan diaspora bakanlığı Belçika’da güçlü olmak istiyorsa, mutlaka buradaki insanlarla Ayhan beyin önderliğinde birlikte çalışması lazım. Bu mesajı bir serzeniş olarak görüyorum bir şikayet değil. Hepinizi seviyoruz, Azerbaycan’ı da seviyoruz. İnşallah dikkate alırsınız. Kişisel bir beklentimiz yok. Belçika’nın temsilcisi buradadır. Ayhan arkadaşımızdan da bilgi alışverişinde bulunabilirsiniz. Gelen ekibe teşekkür ediyorum, sağolun. Mutlu olduk niye…Uzun zamandan sonra Azerbaycan ile ilgili bir toplantıda bulunduk. Bundan ben de mutlu oldum. İkinci bir mesele Karabağ bitti değil, Doğu Türkistan’da bizim meselemiz. Bugün batı Azerbaycan’ın meselesi Belçika Türklerinin de meselesi. İnşallah temennimiz bu güçlü ekibi daha da büyüterek, hem Türk Dünyası hem ülkemizle ilgili meselerde Belçika Türkleriyle, basın mensuplarıyla bir araya gelelim diyorum” diyerek, sayın Tuncer Sarı sözlerini tamamladı…
Moderatör Hüseyin Dönmez konuşması için sözü İrade Rızazade hanıma verdi…
Sayın İrade Rızazade, önceki konuşmacıların konuşmalarına teşekkür etti. Ermenilere karşı haklılığımızı ispatlamak için diaspora ile yaklaşmanın altını çizdi. Ermeniler batıda lobicilikle yıllardır böyle çalıştığını anlattı…
“Burada güçlüyüz, bir araya gelmemiz lazım. Ben kendi çalışmamla bu çalışmalar destek vermek istedim. Fotoğraflarla birkaç dilde kitap çıkardım. Yabancılar burada fotolarda Erivan’ı çekiyor ve Ermeni yurdu görüyor. Biz hiç çekmiyoruz. Bu çalışmamızla Erivan bizim topraklarımız. Biz geri o topraklara geri dönmeliyiz. Bunun için birlik lazım.”diyerek. Sayın İrade Rızazade sözlerini tamamladı…
Moderatör Hüseyin Dönmez konuşma sözünü Gündem gazetesi köşe yazarı Birgül Kapaklıkaya’ya verdi…
Sayın Birgül Kapaklıkaya’ya toplantıdaki konuşmacıların çok güzel konulara temas ettiğinden bahsetti ve şöyle devam etti ;
“Bugün konuşmalar çok güzeldi hak ve hukuk üzerine konuştuğunuz için sizleri tebrik ediyorum. Bizim hocamız bize derdi ki “bir insan haklı olduğunda hakkını aramıyorsa o hakka layık değildir” derdi. Aslında kimse kimseyi yurdundan edemez. Azerbaycan bir Türk diyarı, hepimiz birlik ve beraberlik içinde birbirimize sahip çıkmak zorundayız” diyerek konuşmasını tamamladı…
Moderatör Hüseyin Dönmez bir başka kişiye konuşma sözünü verdi. Kalkınmaya ve Reformlara destek PU Başkanı Ramil Aliyev sözlerinde katılanlara teşekkür etti. Sözlerine şöyle devam etti ;
“Ben Karabağlıyım. Ailem topraklarımızdan zorla sürüldü. Yaşadığımız köyün hepsi Türktü. Dedem ve babamlar 1988’de zorla sürüldüler. Ben de istiyorum, atalarımın, halalarımın yaşadığı yerlere dönmek. Burada toplantıyı izliyorum çok güzel konuşmalar oluyor. Çünkü ihtiyacımız var. Daha çok buluşalım, daha çok fikirlerimizi paylaşalım. Belçika’da, Hollanda’da Türkiye’de bu birlikteliği görünce diyorum ki “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” Ramil Aliyev sözlerini alkışlarla tamamladı…
Salonda yer alan STK Başkanlarına söz vermek isteyen Moderatör Hüseyin Dönmez kısa konuşma için Balkan Türkleri Derneği Başkanı Turan Türe’ye söz verdi…
“Biz Balkanlarda ata topraklarımızı kaybettik, başka toprakları kaybetmeye tahammülümüz yok” diyerek kısa ve öz olarak sayın Turan Türe konuşmasını tamamladı…
Turkse Unie Federasyon Başkanı Rıfar Can’a günün anısına bir plaket takdim edildi.
Daha sonra salonda soru-cevap kısmına geçildi. Zamanın hızlı geçmesiyle proğram hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi…