Manevi Duyguları Hatırlama Üç Aylar ve Regaib Gecesi…
Manevi Duyguları Hatırlama Üç Aylar ve Regaib Gecesi…
Üç aylar kameri ayların yedincisi olan Receple başlayan, Şaban’la devam eden ve nihayetinde Ramazanla son bulan ayların toplu adıdır.
Üç aylar Recep ayı ile başlar,bu ayı ise, İslam gelmeden önce Araplar arasında haram aylardan sayılan ve kendisine hürmet gösterilen bir aydı. İslam Diniyle beraber bu aya verilen hürmet devam etmiştir.
Cenab-ı Hak bazı gün ve geceleri, bazı aylarda yapılan ibadet ve güzel amelleri, daha değerli daha feyizli ve daha bereketli kılmıştır. İşte bu ayların başında adına üç aylar denilen Recep, Şaban ve Ramazan ayları gelir.
Receb ayının ilk Cuma gecesi olan Regaib Kandili gecesi, yine Recep ayının yirmi yedinci gecesi olan İsra ve Mirac mucizesinin gerçekleştiği İsra ve Mirac Kandili gecesi, Şaban ayının onbeşinci gecesi olan Berat Kandili gecesi ve Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olduğu muhtemelen sabit olan ve kendisinde yapılacak ibadetlerin bin aydan hayırlı olduğu Kur’an’da tesbit ve ilan olunan Kadir gecesidir.
Hadis:“Beş gece vardır ki, o gecelerde edilen dualar geri çevrilmez. (Bu geceler şunlardır): Recep ayının ilk Cuma gecesi (Regaib gecesi), Şaban ayının onbeşinci gecesi (Berat gecesi), (her) Cuma gecesi, Kurban bayramı gecesi.”(İbn Asakir, Muhtarul Ehadis, s. 73)
Üç aylar içerinde her gün yapılması gereken dua “Allahım, bize Receb ve Şaban aylarını mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.”
(Keşfu’l Hafa, c.1, s. 186, h.no. 554)
Hayat sürecimiz devam ederken manevi değerler mükemmel zamanlar bereketli vakitler kısacası bizlere bahşedilen ömür sermayesi devam ederken herkes sahsına düşen kulluk bilinciyle
hareket etmesi aklını kullanarak mantıklı işler ibadetler yaparak dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmesi görev şuuru içerisinde olmalıdır ki her zaman başarıyı elde etsin! Ayet:“Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok mağfiret sahibi ve esirgeyici bulacaktır.”Nisa, 4/110
imtihan süzgecinden geçen insanlık dünya hayatının geçiciliği içerisinde kul olmanın teslimiyetinin bilincinde olması hayat süreci içerisinde sabrın ve şükrün takibi hayat dengesini sağlamasına vesile olacaktır manevi değerlerin yükselmesi insanların inançlara sahip çıkarak ibadet ve dualarla yol bulması kitap ve peygamberler vasıtasıyla rehberlik izlenimini hatırlaması hayatının her diliminde iç ve dış huzuru sağlayacaktır.
Yüce Dinimiz İslam; insana Rabbini tanıtmak, var oluş gayesini bildirmek, dünya ve ahiret saadetini temin etmek için gönderilmiştir. İslam, Kur’an’ın rehberliğinde, Peygamberimizin örnekliğinde şekillenmiş değerler ve kurallar bütünüdür. Müminler öteden beri bu değerlere sımsıkı sarılmış, bu kurallara uyarak İslam’ı doğru anlamak, doğru anlatmak ve doğru yaşamak için gayret göstermiştir. Ne var ki hak, hakikat ve istikamet dini olan İslam’ı, dünyevi çıkarları uğruna istismar etmeye çalışanlar da dünden bugüne var olagelmiştir.
Ayet“Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; başka yollara sapmayın. Sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınasınız diye Allah bunları size emretti. ” En’am, 153.
İnsanoğlu madde ile mana, beden ile ruh, dünya ile ahiret arasındaki dengeyi koruduğu sürece mutlu olacaktır. Dünyamızda huzur ve barışın hâkim olması. da ancak ilahi dengeyi korumakla
mümkündür. Alışverişte, eğlencede, yeme içmede, giyim kuşamda, konuşmada ve yazmada, hatta dini konularda aşırı uçlara savrulmak, insana da topluma da zarar verecektir.
Müminler olarak bize yakışan, Rabbimizin kâinatın her zerresine işlediği muhteşem dengeyi hayatımıza taşımaktır.
Hadis “Aşırıya kaçmayın, dosdoğru yolu tutun ve böyle davrandığınız için alacağınız mükâfattan dolayı sevinin.” Buhârî, Îmân, 29.
İslâm’ın ilkeleri arasında, her insan için doğuştan kazandığı haklar ve üstlenmesi gereken sorumluluklar belirlemiştir. İmanla başlayan bu sorumluluklara riayet edenleri, dünya ve ahiret mutluluğuyla müjdelemiştir. Üç ayların manevi atmosferin tüm insanlığa islam alemine hayırlara vesile olmasını cevabı Allahtan niyaz ederim.